Allah'ın emri ile çelişen tüm kanunlar tağuttur!
İslam’da Allah’ın hükümleri mutlak ve değişmezdir. İslam’ın temel öğretileri, tüm insan yaşamını kapsayan ilahi bir sistem sunar. Bu sistemin dışında kalan her türlü otorite, ideoloji ve kanunlar, Allah’ın emirlerine aykırı olduğu sürece, İslam teolojisine göre "tağut" olarak nitelendirilir. Tağut, Kur'an'da ve İslam öğretilerinde, Allah'ın emirlerine ve şeriatına karşı gelen her türlü sistem, put, şeytanî güç ya da otoriteyi tanımlayan bir kavramdır.
İslam inancında Allah’ın hükmü, insan yaşamının her alanında tek rehber ve kanun koyucu olarak kabul edilir. Bu hüküm, Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünneti ile somutlaşır. Bakara Suresi 256. ayetinde şu ifade yer alır:
"Dinde zorlama yoktur, çünkü doğru yol sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutları inkâr eder ve Allah’a iman ederse, kopması mümkün olmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işiten ve bilendir."
Bu ayette tağutlar, Allah’ın hükümlerine karşı çıkan tüm varlıklar ve sistemler olarak tanımlanır. İslam’a göre, bir Müslümanın hayatında rehber olarak alması gereken tek otorite Allah’tır ve Allah’ın emirleri dışında oluşturulan her türlü beşeri sistem ya da kanun, İslam’ın tevhid inancına aykırı olarak kabul edilir.
Tağut kelimesi Kur'an'da sekiz defa geçmektedir ve her seferinde Allah’ın hükümlerine aykırı bir düzeni temsil eder. Özellikle Nisa Suresi 60. ayet, bu konuyu oldukça net bir biçimde ele alır:
“Sana indirilen ve senden önce indirilen kitaplara inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Onlar, tağutun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Oysa onu inkâr etmekle emrolunmuşlardı. Şeytan ise onları uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor.”
Bu ayet, Müslüman olduklarını iddia eden kişilerin Allah’ın hükümlerine göre değil, tağutun yani Allah’a aykırı düzenlerin hükümlerine göre yargılanmak istemelerini kınar. Bu durum, Allah’ın emirlerine aykırı olarak konulan kanunların ve düzenlerin tağut olarak kabul edildiğini göstermektedir. Dolayısıyla, bu ayet Müslümanların yalnızca Allah’ın hükümlerini kabul etmeleri gerektiğini, aksi takdirde tağuta boyun eğmiş olacaklarını açık bir şekilde belirtir.
Hadislerde de tağut kavramı, Allah’ın hükümlerine aykırı olarak ortaya konulan otoriteler ve sistemlerle ilişkilendirilmiştir. Buhârî’nin “Eymân” bölümünde geçen bir hadis, Câhiliye dönemindeki putlar olan Lât ve Uzzâ üzerine yemin edilmesini meneder. Bu putlar, İslam öncesi dönemde insanların ibadet ettiği batıl ilahları temsil eder. Aynı şekilde, Peygamber Efendimiz (s.a.v.), tağutlara yani Allah’tan başka ibadet edilen her türlü sahte ilaha karşı çıkmış ve Müslümanları yalnızca Allah’a yönelmeye davet etmiştir.
Bu hadislerden yola çıkarak, tağutun Allah’tan başka hüküm koyan ve insanları saptıran her türlü sistem ya da otorite olduğu anlaşılır. Günümüzde de Allah’ın emirleri ile çelişen kanunlar ve otoriteler, aynı şekilde tağut olarak kabul edilir.
İslam âlimleri, Allah’ın hükümleri ile çelişen her türlü kanunun ve sistemin tağut olduğuna dair görüş birliği içindedir. Özellikle İmam Taberî ve İbn Kesîr gibi büyük müfessirler, tağut kavramını Kur'an'da geçen ayetler doğrultusunda detaylı bir şekilde açıklamışlardır. İbn Kesîr, tağutu sadece putlarla sınırlı görmez, aynı zamanda insanları Allah’ın yolundan saptıran liderler ve sistemler için de kullanır. Bu bağlamda, Allah’ın emirlerine aykırı olan her türlü beşerî yasa ya da düzenin tağut olarak kabul edilmesi gerektiğini savunur.
Mâtürîdî de bu kavramı genişleterek, özellikle Yahudi ve Hristiyan din adamlarının sapkın inançlarının da tağut kapsamında değerlendirilebileceğini ifade eder. Bu yaklaşıma göre, dinî liderler bile Allah’ın emirlerine aykırı hareket ettikleri zaman tağut kapsamına girerler. Aynı mantıkla, Allah’ın hükümlerine aykırı olan modern kanunlar da bu çerçevede tağut olarak değerlendirilir.
Allah’ın Hükmü: Mutlak Otorite
İslam inancında Allah’ın hükmü, insan yaşamının her alanında tek rehber ve kanun koyucu olarak kabul edilir. Bu hüküm, Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünneti ile somutlaşır. Bakara Suresi 256. ayetinde şu ifade yer alır:
"Dinde zorlama yoktur, çünkü doğru yol sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutları inkâr eder ve Allah’a iman ederse, kopması mümkün olmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işiten ve bilendir."
Bu ayette tağutlar, Allah’ın hükümlerine karşı çıkan tüm varlıklar ve sistemler olarak tanımlanır. İslam’a göre, bir Müslümanın hayatında rehber olarak alması gereken tek otorite Allah’tır ve Allah’ın emirleri dışında oluşturulan her türlü beşeri sistem ya da kanun, İslam’ın tevhid inancına aykırı olarak kabul edilir.
Tağut: Allah’ın Hükümlerine Karşı Gelen Kanunlar ve Otoriteler
Tağut kelimesi Kur'an'da sekiz defa geçmektedir ve her seferinde Allah’ın hükümlerine aykırı bir düzeni temsil eder. Özellikle Nisa Suresi 60. ayet, bu konuyu oldukça net bir biçimde ele alır:
“Sana indirilen ve senden önce indirilen kitaplara inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Onlar, tağutun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Oysa onu inkâr etmekle emrolunmuşlardı. Şeytan ise onları uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor.”
Bu ayet, Müslüman olduklarını iddia eden kişilerin Allah’ın hükümlerine göre değil, tağutun yani Allah’a aykırı düzenlerin hükümlerine göre yargılanmak istemelerini kınar. Bu durum, Allah’ın emirlerine aykırı olarak konulan kanunların ve düzenlerin tağut olarak kabul edildiğini göstermektedir. Dolayısıyla, bu ayet Müslümanların yalnızca Allah’ın hükümlerini kabul etmeleri gerektiğini, aksi takdirde tağuta boyun eğmiş olacaklarını açık bir şekilde belirtir.
Hadislerde Tağut Kavramı
Hadislerde de tağut kavramı, Allah’ın hükümlerine aykırı olarak ortaya konulan otoriteler ve sistemlerle ilişkilendirilmiştir. Buhârî’nin “Eymân” bölümünde geçen bir hadis, Câhiliye dönemindeki putlar olan Lât ve Uzzâ üzerine yemin edilmesini meneder. Bu putlar, İslam öncesi dönemde insanların ibadet ettiği batıl ilahları temsil eder. Aynı şekilde, Peygamber Efendimiz (s.a.v.), tağutlara yani Allah’tan başka ibadet edilen her türlü sahte ilaha karşı çıkmış ve Müslümanları yalnızca Allah’a yönelmeye davet etmiştir.
Bu hadislerden yola çıkarak, tağutun Allah’tan başka hüküm koyan ve insanları saptıran her türlü sistem ya da otorite olduğu anlaşılır. Günümüzde de Allah’ın emirleri ile çelişen kanunlar ve otoriteler, aynı şekilde tağut olarak kabul edilir.
İslam Âlimlerinin Görüşleri
İslam âlimleri, Allah’ın hükümleri ile çelişen her türlü kanunun ve sistemin tağut olduğuna dair görüş birliği içindedir. Özellikle İmam Taberî ve İbn Kesîr gibi büyük müfessirler, tağut kavramını Kur'an'da geçen ayetler doğrultusunda detaylı bir şekilde açıklamışlardır. İbn Kesîr, tağutu sadece putlarla sınırlı görmez, aynı zamanda insanları Allah’ın yolundan saptıran liderler ve sistemler için de kullanır. Bu bağlamda, Allah’ın emirlerine aykırı olan her türlü beşerî yasa ya da düzenin tağut olarak kabul edilmesi gerektiğini savunur.
Mâtürîdî de bu kavramı genişleterek, özellikle Yahudi ve Hristiyan din adamlarının sapkın inançlarının da tağut kapsamında değerlendirilebileceğini ifade eder. Bu yaklaşıma göre, dinî liderler bile Allah’ın emirlerine aykırı hareket ettikleri zaman tağut kapsamına girerler. Aynı mantıkla, Allah’ın hükümlerine aykırı olan modern kanunlar da bu çerçevede tağut olarak değerlendirilir.