Allah'ın hükümlerini inkar eden kafir olur mu?
Bir kişinin, Allah’ın emirleri ile çeliştiğini bile bile beşerî bir kanunla hüküm verilmesini istemesi veya bu kanunu savunması, İslam hukuku ve itikadi kurallar çerçevesinde büyük bir mesele olarak ele alınmıştır. Bu konuda İslam alimleri çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. Ancak, bir kişinin bu davranışının onu dinden çıkarıp çıkarmadığı (irtidad) meselesi, şartlara ve niyetlere göre farklı şekillerde değerlendirilmektedir.
Aşağıda, konuyla ilgili İslam alimlerinin görüşlerini ve bu kişinin İslam'dan çıkacağına dair temel yaklaşımları listeleyelim:
Kur'an-ı Kerim, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyi emreder ve bu hükümlerle çelişen her türlü beşerî hükümle yargılamayı ciddi bir şekilde eleştirir. Maide Suresi 44. ayetinde şöyle buyrulmaktadır:
"Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir."
Bu ayet, açıkça Allah’ın hükümleri ile hükmetmeyenlerin kafir olacağını belirtir. Ancak burada kastedilen, Allah’ın hükümlerini bilerek ve isteyerek inkar eden ve Allah’ın hükümlerini reddeden kimselerdir. Alimler, bu hükmü uygulamayanın niyetine göre değerlendirme yapar.
İbn Teymiyye, Allah’ın hükümleriyle çelişen kanunlarla hükmeden bir kimsenin, eğer bu kanunları Allah’ın hükmünden üstün veya daha iyi görüyorsa, küfre gireceğini savunur. Eğer kişi Allah’ın hükümlerinin doğru olduğunu kabul eder, ancak nefsine yenilerek beşerî kanunlarla hüküm vermeye çalışıyorsa, bu durumun büyük bir günah olduğunu, fakat kişinin İslam'dan çıkmayacağını belirtir. İbn Teymiyye'ye göre, kalben Allah'ın hükümlerini inkar eden ve tağutu kabul eden kişi kafir olur.
İmam Gazali, bir kişinin İslam’ı terk etmesi için kalben İslam’ı reddetmesi gerektiğini söyler. Eğer bir kişi, Allah’ın emirlerini kabul eder ama uygulamada hata yaparsa, bu kişi günahkar olur ancak küfre girmez. Fakat Allah’ın hükümlerine aykırı bir kanunun, ilahi hükümden daha iyi olduğunu düşünüyorsa, bu kişi kafir olur.
İmam Ebu Hanife'ye göre, bir kişi bilerek Allah’ın hükümlerine aykırı bir şekilde hüküm verilmesini istiyorsa ve bunu sürekli olarak yapıyorsa, bu kişinin durumu tehlikeli hale gelir. Eğer bu kişi, Allah’ın hükümlerine aykırı kanunları üstün görürse küfre girebilir. Ancak kişi, Allah’ın hükümlerini inkar etmeden, nefsine uyarak veya zorunlu durumlar altında böyle bir hüküm talep ediyorsa, dinden çıkmış sayılmaz.
İmam Şafii de benzer bir yaklaşımla, eğer kişi Allah’ın hükümlerini inkar etmiyor fakat beşeri kanunları zorunluluktan ötürü uyguluyorsa, bu kişinin büyük bir günah işlediğini ama kafir olmadığını belirtir. Ancak kişi, Allah’ın hükümlerini inkar edip, bu beşeri kanunları kalben kabul ederse kafir olur.
İbn Kesir, Allah’ın indirdiği hükümler dışında başka hükümlerle yargılamayı, kişinin imanından sapmasına yol açan bir davranış olarak tanımlar. Ancak küfre girip girmediği, kişinin niyetine ve bu hükmü kabul etme derecesine bağlıdır. Eğer kişi bu hükmü Allah’ın hükmünden üstün görüyorsa, küfre girmiş olur.
İbn Kayyim, beşeri kanunlarla hükmetmenin kişinin küfre girmesi için, bu kanunları Allah’ın hükmünden üstün görmesi gerektiğini ifade eder. Eğer kişi, bu kanunları üstün görmez, ancak geçici olarak uygularsa, bu kişi kafir değil, günahkâr olur.
Maturidi'ye göre, kişi Allah’ın hükümlerini bilerek inkar eder ve yerine beşeri bir kanunu kabul ederse, bu durumda kişi imanından çıkar ve kafir olur. Ancak bu davranışı zayıflık veya geçici bir hata nedeniyle yapıyorsa, bu kişi kafir değil, günahkar olur.
İmam Malik, Allah’ın hükümlerine aykırı bir şekilde hüküm verilmesini isteyen bir kişinin, eğer bu hükmü kabul ediyorsa ve Allah’ın hükümlerini reddediyorsa, kafir olacağını savunur. Fakat kişi, Allah’ın hükümlerini kabul ediyor ancak nefsine uyarak bu hükmü istiyorsa, bu kişi sadece günahkar olur.
Kişinin, Allah’ın hükümleri ile çeliştiğini bile bile bir kanunla hüküm verilmesini istemesi onu mutlaka kafir yapmaz, bu durum niyete ve kalpteki imana bağlıdır. Eğer kişi Allah’ın hükümlerini inkar eder ve beşeri kanunları üstün görürse, bu kişi İslam alimlerinin çoğunluğuna göre dinden çıkmış ve kafir olur. Ancak kişi, Allah’ın hükmünü kabul eder fakat beşeri kanunlarla geçici olarak hüküm verilmesini nefsine uyarak istiyorsa, bu durumda günahkar olur, ancak dinden çıkmaz.
Kişinin kafir olup olmayacağını ispatlamak için dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlar şunlardır:
Kalpteki İnanç: Allah’ın hükmüne inanıyor mu, inkar mı ediyor?
Niyet: Allah’ın hükmünü bilerek mi terk ediyor, yoksa zorunluluktan mı?
Uygulama: Hangi hükmü uyguluyor ve neden uyguluyor?
Eğer bir kişi Allah’ın hükümlerini reddediyor ve beşeri kanunları üstün görüyorsa, İslam alimlerinin çoğunluğu bu kişiyi kafir olarak nitelendirir.
Aşağıda, konuyla ilgili İslam alimlerinin görüşlerini ve bu kişinin İslam'dan çıkacağına dair temel yaklaşımları listeleyelim:
1. Tağut ile Hüküm Vermek ve Küfür
Kur'an-ı Kerim, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyi emreder ve bu hükümlerle çelişen her türlü beşerî hükümle yargılamayı ciddi bir şekilde eleştirir. Maide Suresi 44. ayetinde şöyle buyrulmaktadır:
"Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir."
Bu ayet, açıkça Allah’ın hükümleri ile hükmetmeyenlerin kafir olacağını belirtir. Ancak burada kastedilen, Allah’ın hükümlerini bilerek ve isteyerek inkar eden ve Allah’ın hükümlerini reddeden kimselerdir. Alimler, bu hükmü uygulamayanın niyetine göre değerlendirme yapar.
2. İbn Teymiyye'nin Görüşü
İbn Teymiyye, Allah’ın hükümleriyle çelişen kanunlarla hükmeden bir kimsenin, eğer bu kanunları Allah’ın hükmünden üstün veya daha iyi görüyorsa, küfre gireceğini savunur. Eğer kişi Allah’ın hükümlerinin doğru olduğunu kabul eder, ancak nefsine yenilerek beşerî kanunlarla hüküm vermeye çalışıyorsa, bu durumun büyük bir günah olduğunu, fakat kişinin İslam'dan çıkmayacağını belirtir. İbn Teymiyye'ye göre, kalben Allah'ın hükümlerini inkar eden ve tağutu kabul eden kişi kafir olur.
3. İmam Gazali'nin Görüşü
İmam Gazali, bir kişinin İslam’ı terk etmesi için kalben İslam’ı reddetmesi gerektiğini söyler. Eğer bir kişi, Allah’ın emirlerini kabul eder ama uygulamada hata yaparsa, bu kişi günahkar olur ancak küfre girmez. Fakat Allah’ın hükümlerine aykırı bir kanunun, ilahi hükümden daha iyi olduğunu düşünüyorsa, bu kişi kafir olur.
4. İmam Ebu Hanife'nin Görüşü
İmam Ebu Hanife'ye göre, bir kişi bilerek Allah’ın hükümlerine aykırı bir şekilde hüküm verilmesini istiyorsa ve bunu sürekli olarak yapıyorsa, bu kişinin durumu tehlikeli hale gelir. Eğer bu kişi, Allah’ın hükümlerine aykırı kanunları üstün görürse küfre girebilir. Ancak kişi, Allah’ın hükümlerini inkar etmeden, nefsine uyarak veya zorunlu durumlar altında böyle bir hüküm talep ediyorsa, dinden çıkmış sayılmaz.
5. İmam Şafii'nin Görüşü
İmam Şafii de benzer bir yaklaşımla, eğer kişi Allah’ın hükümlerini inkar etmiyor fakat beşeri kanunları zorunluluktan ötürü uyguluyorsa, bu kişinin büyük bir günah işlediğini ama kafir olmadığını belirtir. Ancak kişi, Allah’ın hükümlerini inkar edip, bu beşeri kanunları kalben kabul ederse kafir olur.
6. İbn Kesir’in Görüşü
İbn Kesir, Allah’ın indirdiği hükümler dışında başka hükümlerle yargılamayı, kişinin imanından sapmasına yol açan bir davranış olarak tanımlar. Ancak küfre girip girmediği, kişinin niyetine ve bu hükmü kabul etme derecesine bağlıdır. Eğer kişi bu hükmü Allah’ın hükmünden üstün görüyorsa, küfre girmiş olur.
7. İbn Kayyim el-Cevziyye'nin Görüşü
İbn Kayyim, beşeri kanunlarla hükmetmenin kişinin küfre girmesi için, bu kanunları Allah’ın hükmünden üstün görmesi gerektiğini ifade eder. Eğer kişi, bu kanunları üstün görmez, ancak geçici olarak uygularsa, bu kişi kafir değil, günahkâr olur.
8. El-Maturidi'nin Görüşü
Maturidi'ye göre, kişi Allah’ın hükümlerini bilerek inkar eder ve yerine beşeri bir kanunu kabul ederse, bu durumda kişi imanından çıkar ve kafir olur. Ancak bu davranışı zayıflık veya geçici bir hata nedeniyle yapıyorsa, bu kişi kafir değil, günahkar olur.
9. İmam Malik'in Görüşü
İmam Malik, Allah’ın hükümlerine aykırı bir şekilde hüküm verilmesini isteyen bir kişinin, eğer bu hükmü kabul ediyorsa ve Allah’ın hükümlerini reddediyorsa, kafir olacağını savunur. Fakat kişi, Allah’ın hükümlerini kabul ediyor ancak nefsine uyarak bu hükmü istiyorsa, bu kişi sadece günahkar olur.
Sonuç: Kişinin Kafir Olup Olmayacağı
Kişinin, Allah’ın hükümleri ile çeliştiğini bile bile bir kanunla hüküm verilmesini istemesi onu mutlaka kafir yapmaz, bu durum niyete ve kalpteki imana bağlıdır. Eğer kişi Allah’ın hükümlerini inkar eder ve beşeri kanunları üstün görürse, bu kişi İslam alimlerinin çoğunluğuna göre dinden çıkmış ve kafir olur. Ancak kişi, Allah’ın hükmünü kabul eder fakat beşeri kanunlarla geçici olarak hüküm verilmesini nefsine uyarak istiyorsa, bu durumda günahkar olur, ancak dinden çıkmaz.
Kişinin kafir olup olmayacağını ispatlamak için dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlar şunlardır:
Kalpteki İnanç: Allah’ın hükmüne inanıyor mu, inkar mı ediyor?
Niyet: Allah’ın hükmünü bilerek mi terk ediyor, yoksa zorunluluktan mı?
Uygulama: Hangi hükmü uyguluyor ve neden uyguluyor?
Eğer bir kişi Allah’ın hükümlerini reddediyor ve beşeri kanunları üstün görüyorsa, İslam alimlerinin çoğunluğu bu kişiyi kafir olarak nitelendirir.